DIL VE KONUSMA BOZUKLUKLARI
Konuşma, dilin seslerle ifade biçimidir. İletişimi gerçekleştirmede, insanlar çeşitli yöntemler ve araçlar kullanabilirler. Bunlar içinde en yaygın kullanılan araç sözel dildir. Dil, aynı kültürü paylaşan insanların duygu ve düşüncelerini aktarmada kullandıkları ses ve işaretler bütünüdür. Dünyadaki çoğu insan topluluğu, mesajları kulak kanalı ile algılayabilerek işitsel bir biçimde kodlamakta, bunun için de alt ve üst solunum […]
Konuşma, dilin seslerle ifade biçimidir. İletişimi gerçekleştirmede, insanlar çeşitli yöntemler ve araçlar kullanabilirler. Bunlar içinde en yaygın kullanılan araç sözel dildir. Dil, aynı kültürü paylaşan insanların duygu ve düşüncelerini aktarmada kullandıkları ses ve işaretler bütünüdür.
Dünyadaki çoğu insan topluluğu, mesajları kulak kanalı ile algılayabilerek işitsel bir biçimde kodlamakta, bunun için de alt ve üst solunum yollarından yararlanmaktadır. Gırtlağımız, dilimiz, çenemiz, dudaklarımız vb. konuşma işlevini yerine getiren organları kullanarak dil kurallarını akustik mesajlar hâlinde başkalarına aktarma becerisine “konuşma” denir.
Çocuğun, konuşma döneminin ilk basamaklarında karşısında dinleyen kişi olup olmadığına bakmaksızın konuştuğunu görürüz. Bu gibi durumlarda çocuk çevresindekilerle ilişki kurmak için değil, kendini ifade etme ve fiziksel ihtiyaçlarını giderme amacı ile konuşur. Daha sonraki aşamalarda konuşma, çocuk için çevresindekilerle ilişki kurma aracı hâline gelir. Yani iletişim kurma süreci hâline gelir. Bu süreçte çoğunlukla sesli simgeler yer alır. Bunlar gelenekseldir ve her dilin simgeleri, o toplumun kullana geldiği simgelerdir.
Konuşma, taklit yoluyla kazanılan bir beceridir. Bu becerinin gelişebilmesi için bireyin çevresinde konuşan başka bireylerin olması gerekir. Konuşmanın kazanılıp pekiştirilmesinde çevrenin rolü büyüktür.
Çocuk , öğrenme olanaklarına sahip değilse, konuşma işlevini yerine getiren organların sağlıklı olmasına karşın yine de konuşamaz.
Konuşmanın öğrenilmesi, pekiştirilmesi ve gelişmesi; belli bir olgunluğa ulaşmaya, alıştırma fırsatı bulabilmeye, yeterince güdülenmeye ve rehberlik edilmesine bağlıdır. Bu koşulların durumu, derecesi, konuşmayı etkileyen etmenler olarak karşımıza çıkar.
Konuşma işlevini yerine getiren organların konuşma sürecinde işlevlerini yerine getirebilmesi için tam ve doğru çalışması gerekir. Konuşma işlevini yerine getiren organlardan, herhangi birinin bu süreçte yer almaması veya işlevini istenilen düzeyde yerine getirememesi sebebiyle konuşma bozuklukları ortaya çıkabilir. Konuşma işlevini yerine getiren organlardaki işlev bozukluğunu giderebilmek için dil, dudak, nefes, çene, damak ve gırtlak alıştırmaları yaptırılır.