Çocukluk Otizmi Nedenleri ve Tedavisi
Bireyin dış dünyadan uzaklaşıp kendi iç dünyasına kapanması halidir. Otistik durumda olan çocuk çevresindekilere ve olup bitenlere ilgisizdir. İnsanlarla dolu bir odaya girse bile kendini yalnız hissedip ilişki kurmaktan çekinmektedir (Öztürk, 1997, s.429). Bütün otistik çocuklar, anne-babalarına ve diğer insanlara alışılmış ilişkiyi göstermezler. Bebekten, gülümseme ve ebeveyn kucak açtığında beklenen yaklaşmayı göstermede büyük eksiklik vardır. […]
Bireyin dış dünyadan uzaklaşıp kendi iç dünyasına kapanması halidir. Otistik durumda olan çocuk çevresindekilere ve olup bitenlere ilgisizdir. İnsanlarla dolu bir odaya girse bile kendini yalnız hissedip ilişki kurmaktan çekinmektedir (Öztürk, 1997, s.429).
Bütün otistik çocuklar, anne-babalarına ve diğer insanlara alışılmış ilişkiyi göstermezler. Bebekten, gülümseme ve ebeveyn kucak açtığında beklenen yaklaşmayı göstermede büyük eksiklik vardır. Anormal göz teması yaygın bir bulgudur. Otistik çocukların sosyal gelişimi, bağlanma davranışının yokluğu ve kişi-spesifik bağlanmada erken nisbi yetersizlik ile karakterizedir. Otistik çocuklar, sıklıkla yaşamlarındaki çok önemli kişileri (ebeveyni, kardeş, öğretmen) tanıyor veya ayırt ediyor gibi gözükmezler. Yabancı ortamlarda kaldıklarında ve yalnız kaldıklarında ayrılık korkusu yaşamayabilirler.
Otizmi tipik özelliklerinden birisi, konuşmanın gecikmesidir. Ayrıca otistik bireyde özgün konuşma bozuklukları mevcuttur. Konuşmalar da zamirlerin karıştırılmasına da (örneğin ben yerine o) sık rastlanır.
Otistik çocuklar, sosyal çevrelerine ya da sosyal uyaranlara tepkisiz davranırken, cansız nesnelere alışılmadık bağlanma gösterebilirler. Kendi çevresinde dönme, nesneleri döndürme, ellerini kanat çırpma tarzında sallama, parmak uçlarında yürüme, anlamsız, tekrarlayıcı, basmakalıp hareketler sık görülür. Otistik çocuklar, kendilerine vurmak ya da kendi ellerini ısırmak gibi kendilerine yönelik saldırgan davranışlar gösterebilirler.
Genelde duygulanım donuk olarak tanımlanır. Bununla birlikte alışılmamış duygusal tepkiler sıktır. Yeni durumlarda panik gibi aşırı tepkiler verebilirler.
Nedenleri
Genel olarak otizmi ortaya çıkmasında kognitif bir bozukluğun rol oynadığı kabul ediliyorsa da bunun biyolojik kaynağı henüz bilinememektedir. Yapılan biyo-kimyasal, biyo-fizik, genetik, organik araştırmalar, farklı sonuçlar vermektedir.
Bu konuda yapılan araştırmalar çocukluk otizminin tek bir neden bağlı olamaya, heterojen, biyolojik ve psikolojik etkenlerin ortaya çıkardığı gelişimsel bozukluk olduğunu göstermiştir (Öztürk, 1997, s.430).
Tedavisi
Otistik çocukların tedavisinde psikanalitik tedavinin yerini giderek davranışçı tedavi almış; bilişsel, sosyal ve dil gelişmesi için yapılan eğitime önem verilmeye başlanmıştır. Tedavi süreci 2 basamak olarak gerçekleşmektedir.
1. Çocuğu otizminden çıkarmak
2. Var olan yeteneklerini kullanmasını ve çevreye uyumunu sağlamak.
Otistik çocuğun 3 önemli özelliğini kullanarak uygulayacağımız yöntem olumlu sonuçlar verecektir. Bunu kısaca açıklamak gerekirse :
a. Bu çocuklar başka birisinin kendisine dokunmasında hoşlanmamakta, kucaklanmaktan kaçınmaktadırlar.
b. Müzik ile çok ilgilidirler. En huysuz oldukları sırada müzik dinletildiğinde yatışırlar.
c. Sallanmaktan çok hoşlanırlar. Kendi kendine sallanma, döndürme hareketine çok rastlanır.
Bunları yaparken huzur içindedir. Çocuğu otizimden kurtaracak bu özellik şöyle kullanılmaktadır:
Çocuklar çok hoşlandıkları ve kolay kabul ettikleri müzik ve sallanma uyaranları aldıkları sırada hoşlandığı dokunma uyaranı almaya karşı direnç göstermemektedirler. Kucaklayıp vücudunun çıplak bir bölgesi okşanırsa kaçınmaz, giderek haz alırlar.
Daha sonra bu dokunma duyusuna karşı ihtiyaç duyup kendi dokunanı arama davranışlarıyla bu hazzı istediklerini aramaya başlarlar. Böylece otistik duvar delinmiş, insan ilişkileri başlamış olur. Her çocuğun otizimden çıkması için geçen süre aynı değildir. Bazıları hiç çıkmazlar (Öztürk, 1997, s.430-431).