Çocuklarda Tik Nedenleri ve Tedavisi
Tikler, bir kas grubunda yinelenen ,istemsiz hareketlerle belirtilen bir bozukluktur (Öztürk, 1969, s.389). Tikler genellikle iç gerilimlerin ya da çatışmaların öncüleri ya da açık belirtileridir. Bazen çocuk, her boynunu silkişle, kaşlarını, gözlerini oynatışta iç yaşamdaki bir gerilimden kurtulma çabası içinde olduğunu açıklayabilir (Yavuzer, 1994, s.260). Tiklerin her çocukta oluş şekli ve sayısı bakımından farklılık vardır. […]
Tikler, bir kas grubunda yinelenen ,istemsiz hareketlerle belirtilen bir bozukluktur (Öztürk, 1969, s.389).
Tikler genellikle iç gerilimlerin ya da çatışmaların öncüleri ya da açık belirtileridir. Bazen çocuk, her boynunu silkişle, kaşlarını, gözlerini oynatışta iç yaşamdaki bir gerilimden kurtulma çabası içinde olduğunu açıklayabilir (Yavuzer, 1994, s.260).
Tiklerin her çocukta oluş şekli ve sayısı bakımından farklılık vardır. Genellikle,
a- Gırtlak temizlemek için yapılan hareketler,
b- Ağız ve dudak hareketleri,
c- Göz kırpmak, kaş oynatmak,
d- Burun çekmek,
e- Hızlı hızlı nefes almak.
f- Ses çıkarmak.
g- Boyun adalelelerini kasmak.
h- Burun kanatlarını oynatmak.
i- Parmak çıtlatmak, kolları germek, omuz silkmek,
j- Baş oynatmak, baş sallamak.
k- Atlamak, sıçramak,
l- Karın adalelerini gerip bırakmak gibi şekilleri vardır.
Çocukta bazen bu tiklerin birden fazlası bir arada bulunur. Çocuk bir süre sonra bunların şeklini değiştirir (Yavuzer, 1984, s.223, s.224).
Nedenleri
Tik, genellikle erkek çocuklarda ve erken yaşlarda başlar, ruhsal nedenlerle ortaya çıkar (Yavuzer, 1994, s.260).
Tiki olan çocukların genellikler yetenekleri üstünde zorlanan, sürekli kardeş ve arkadaşlarıyla kıyaslanan, yeterli ilgi ve sevgi içinde büyümeyen, aşağılanıp, hor görülen çocuklar oldukları dikkati çeker. Bu tür aile ortamlarında, aile içinde gerginliğin egemen olduğu anne-baba ve çocuklar arasında yeterli bir duygusal ve toplumsal iletişimin bulunmadığı görülür (Yavuzer, 1994, s.261).
Tiklerin en önemli nedenlerinden biri de taklittir. Çocuğun başka birini sık sık taklit etmesi sonucu tekrarlama yoluyla kendinde bir tik gelişebilir (Yavuzer, 1994, s.260).
Bu nedenler dışında kalan ve genel olarak tiklerin ortaya çıkmasında rol oynayan ruhsal etkenlerin başında, erken yaşlarda başlayıp ve sürüp giden korku, tedirginlik, kaygı, gerginlik vardır. Çocuklarda görülen diğer davranış bozuklukları gibi tikler de çocuğun duygusal durumu, ana, baba ilişkileriyle yakından ilgilidir. Yaşadığı çevre kavgalı, tedirgin ve güvensiz olan çocuklarda başka bir deyişle sürekli olarak çevresiyle çatışma içinde bulunanlarda birden olan aşırı korku, coşkunluk, yorgunluk, öfke, acı gibi durumlar tik yaratabilir (Köknel, 1992, s.169).
Tedavisi
Çocukta tik görüldüğünde bir pedagog ya da ruh hekimine gidilerek bu etkenler çıkarılabilir. Tiki oluşturan nedenler, ruhsal kökenli ise, çocuklara oyun terapisi, psikoterapi ve davranış terapisi uygulanır. Ayrıca aileyle danışma da yapılabilir. Çocukla psikoterapi yapılırken, çocuğun tikine sebep olabilecek durumlar gözlemlenir ve çocuğun bunların farkına varması sağlanır. Çocuğun benlik saygısını korumaya çalışarak, gereken psikolojik terapi uygulanır (Yavuzer, 1994, s.262-263).
Hastanın başta ailesi ve okulu olmak üzere yakın çevresinin tikler hakkında eğitilmesi, tiklerin “inadına” davranışlar olmadığını öğrenmek, çocuklarının genetik geçişli bir nöropiskyatrik hastalığın etkisiyle böyle davrandığını kabul etmek aileleri ve öğretmenleri rahatlatarak, beklentilerini olumlu yöne çeker. Öğretmenleri hastalık hakkında bilgi kazanmaları, çocuğun sınıfta yetersiz tepkilerle karşılaşılmasını önleyerek sınıftaki durumunu düzeltir (Güleç, 1998, s.1154).
Tikler dikkat çekildikçe, artış gösterir. Çocuğun tiklerini kontrol etmesi istenirse, çocuk zorlanabilir ve gerginlik duyabilir. Bu durumda olumsuz etki yaparak, tiki çoğaltabilir. Tikler genellikle ergenlik çağından önce düzelmeye başlar. Eğer herhangi bir düzelme olmuyorsa, ailenin çocuğa karşı, olumsuz tavır takınmaması gerekir. Çocuğun benlik saygısını zedeleyecek davranışta bulunmaları, çocuğun ruh sağlığı açısından, faydalı olacaktır (Yörükoğlu, 1983, s.240).