Çalma Nedenleri ve Tedavisi

Çalma olayı, 5 yaşına kadar bir sorun oluşturmaz. Her çocuk nesnelere sahip olmanın anlamını ve başkalarına ait olan şeyleri olamayacağını öğrenmelidir. Bunu öğretmenin en iyi yolu, çocuğun kendisine ait eşyaları almasını sağlamak ve yeterince büyüyünce kendisine harçlık vermektir (Yavuzer, 1994, s.27). Çocukta gerçek çalmadan sözdebilmek için, çocuğun en azından 7-8 yaşını geçmiş olması gerekir. Hırsızlığa […]

Çalma olayı, 5 yaşına kadar bir sorun oluşturmaz. Her çocuk nesnelere sahip olmanın anlamını ve başkalarına ait olan şeyleri olamayacağını öğrenmelidir. Bunu öğretmenin en iyi yolu, çocuğun kendisine ait eşyaları almasını sağlamak ve yeterince büyüyünce kendisine harçlık vermektir (Yavuzer, 1994, s.27).
Çocukta gerçek çalmadan sözdebilmek için, çocuğun en azından 7-8 yaşını geçmiş olması gerekir.
Hırsızlığa karşı eğilim her vakit kusurlu bir eğitim sonucu çocuklara aşılanmaktadır. Ne var ki, bu çocuklarda da çalıp çırpma temel hastalık, temel durum değil, hastalığın dışa vurulmuş bir belirtisidir (Zulliger, 1991, s.86-87).

Nedenleri

Yinelenen çalmaların en önemli nedeni, çocuğun doyumsuzluğunda aranmalıdır. Doyumsuzluk, çok çeşitli durumlarda ortaya çıkabilir. Kısa süreli ya da uzun süreli olabilir. Yeni bir kardeşin doğumuyla pabucunun dama atıldığını sanan çocuk, kısa süre için annenin çantasından para aşırabilir. Bu davranış, kendisini yüzüstü bırakan anneye karşı bir öç almadır. Sevilmeyi ya da ana-babasının sevgisini yitirdiğini sanan çocuk, çeşitli yollardan bu sevgiyi geri getirmeye çalışır. Olumsuz biçimde de olsa ilgisini üstüne çekmeye uğraşır (Yörükoğlu, 1989, s.256).
Çocuk hırsızlıklarının diğer bir çağı da yeni bir heyecan verici tecrübeler yaşam ya da çevresini atlatarak bir üstünlük ye da hakimiyet duygusu elde etmek için işlenir. Çocuk ve gençlerde bu isteklerin doyurulması doğal ruhsal bir ihtiyaçtır ve davranışlarının bir çoğu bu ihtiyaçları doyurmak istikametine yöneltilmiştir. Bu istekler, organize edilmiş faydalı bir takım eğitsel faaliyetlerle, beğenilir, kanallara akıtılmadığı taktirde çocuk bunu komşusunun bahçesinden, meyve-pastacı dükkanından çörek, otellerden havlu ve terlik aşırmak suretiyle tatmine kalkışır. Bu neviden hırsızlıklar genel olarak grup halinde işlenir ve çokluk, çalışan eşya ile herhangi bir ihtiyacı kapatmak bahis konusu değildir.
Çocuk ve gençlerin hırsızlıklarının bir kısmının da ana-baba baskınsına karşı sembolik bir isyan hareketi diye manalandırmak mümkündür (Enç, 1978, s.172-173).

 

Tedavisi

Çocuklara bazı isteklerini kontrol etmeyi öğretmek, bu konuda onlara ciddi bir biçimde yardım etmek, toplumsal değerler olarak mülkiyet kavramını ve başkalarının ve başkalarının mülkiyet haklarında saygı oluşturmak, onlara verilmesi gereken eğitsel bilgilerin başında gelmelidir. Bundan başka, çocuklara 7-8 yaşlarından itibaren, düzenli olarak harçlık verilmesi, eğitimsel planda önem taşır. Harçlık yaşa, ekonomik olanaklara ve koşullara göre değişir.
Bunun yanısıra, ana-babalar, başkalarının haklarına saygılı bireyler olarak, çocuklarına iyi örnekler sunmalıdırlar. Ana-babalar sağlıklı örnekler olmadıkları sürece bu doğrultuda alınacak önlemlerin yararı yoktur.
Ana-babanın kişilik yapılar, tutum ve davranışları da önemlidir. Anne ve babanın davranışları, dengeli ve tutarlı olmalı, aşırı sevgi ya da katı bir otorite üzerine kurulmamalıdır. Ana-babalar, çocuklarını özerk davranıştan yoksun bırakmaktan korumaya özen göstermelidirler. Ana-babanın verdiği ahlaki özellikler, onun kavrayıcı yeteneklerinin sınırlarını aşmalıdır.

Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir