2-5 Yaş Arası Otistik Çocuklar Özellikleri
“….Oğlum çok sevimli, görünüşte yaşıtlarından farklı olmayan, herkes tarafından sevilen bir çocuk. Sevimliliği ile çevrenin ilgisini çekmesine rağmen bu ilginin farkında değilmiş gibi görünmesi, sorulan soruları cevapsız bırakması, çevresindekilerle ilişki kurmaması, onlara bakmaması beni çok üzüyor..” “…Sık sık en sevdiği oyuncak bebeği eline alıyor, gözlerini bebeğe dikiyor, kendi etrafında saatlerce dönüyor. Bu davranışını ortadan kaldırmak için […]
“….Oğlum çok sevimli, görünüşte yaşıtlarından farklı olmayan, herkes tarafından sevilen bir çocuk. Sevimliliği ile çevrenin ilgisini çekmesine rağmen bu ilginin farkında değilmiş gibi görünmesi, sorulan soruları cevapsız bırakması, çevresindekilerle ilişki kurmaması, onlara bakmaması beni çok üzüyor..” “…Sık sık en sevdiği oyuncak bebeği eline alıyor, gözlerini bebeğe dikiyor, kendi etrafında saatlerce dönüyor. Bu davranışını ortadan kaldırmak için çok çalıştım, ama beceremedim….”
“….Kız çocuğu olmasına rağmen giyinmek onu hiç ilgilendirmedi. Yeni aldığım giysileri giymeyi hep reddetti. Eski geceliğini üstünden hiç çıkarmıyor; ben çıkarmak istersem ağlıyor, bağırıyor….”
Annelerin aktardığı bu gözlemlerden de anlaşılacağı üzere, bebeklik döneminde vurguladığımız özellikler devam etmektedir. Ancak bu özellikler çocukların gelişimlerine bağlı olarak çeşitlenmiş, farklılıklar ortaya çıkmıştır. 2-5 yaş dönemi, otistik özelliklerin en belirginleştiği, tanı için oldukça önemli bir dönemdir.
- Fiziksel Özellikleri
Fiziksel gelişimleri oldukça normal, güzel ve çekici çocuklardır. Motor becerileri genellikle iyidir; 3-4 yaşındayken dar bir tahta üzerine dengede durma, 14-15 aylıkken top atıp tutma becerilerini kazandıkları sıklıkla gözlenir(Rimland, 1964). Top atıp tutma, merdivenden inip çıkma gibi motor becerilerini kazanmış olmalarına rağmen, taklit etme becerilerinin zayıf olması nedeniyle, atlama zıplama gibi becerileri kolay kazanmazlar. Kâğıt kesme, boncukları bir kutuya tek tek koyma veya ipe dizme gibi küçük kas becerilerinin oldukça zayıf olduğu gözlenir. Ancak birçok otistik çocuk mekanik,takmalı-sökmeli oyuncakları kolaylıkla takıp sökebilir.
- Sosyal-Duygusal Özellikleri
Bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmiştir. Çevresindeki kişilerin ve anne-babanın yüzüne bakmama hemen hemen her otistik çocuğun özelliğidir. İnsanların gözüne bakmamaları veya anlık denebilecek kadar kısa bakışlardan sonra hemen gözlerini kaçırmaları dikkati çeker. Tamamen kendilerine ait bir dünyada yaşıyor gibi görünen bu çocuklar, çevrelerinde olup bitenlere çok kayıtsızdırlar. Çağırıldıklarında tepki vermez, konuşurken dinlemez gibi görünürler. Bebekliklerindeki gibi fiziksel temastan kaçınırlar.
- Zihinsel Özellikleri
Otizmin ilk tanımlandığı yıllarda, otistik özellikteki çocukların çok zeki olduklarına, ancak bu zekanın, problem davranışlarla maskelendiğine inanılıyordu. Otistik çocukların zihinsel gelişimleri üzerinde yapılan ayrıntılı çalışmalar, en az iki grup otistik çocuk olduğunu düşündürmektedir. Birinci grubu normal ya da normale yakın zihinsel becerileri olanlar, ikinci grubu ise zihinsel yönden yetersiz olanlar oluşturmaktadır. Ancak otistik çocuklar, hangi grup içine girerlerse girsinler sosyal-duygusal problemlerini, yaygınlığına bağlı olarak birbirlerinden çok farklılık gösterirler.
- Duygusal Uyarılara Tepkileri
- İşitsel uyarılara (Seslere) Tepkileri:Bu dönemde seslere karşı çok değişik tepkiler görülmektedir. Çocukların seslere hiçbir tepki vermemesi bir çok anne-babayı, işitme problemi endişesi ile doktorlara gitmeye yöneltmektedir. Gerçekten de bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen en ufak seslere aşırı tepki gösterdikleri, bazı seslere de çok duyarlı oldukları gözlenmektedir.
- Görsel Uyarılara Tepkileri:Bu dönemde görsel uyarıcılara karşı normal dışı tepkiler yaygın olarak görülebilir. İnsan yüzlerine ve çevrelerinde ki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan bazı cisimlere uzun süre bakabilirler. Bazı çocukların zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları, karanlık odada rahat ettikleri görülebilir. Bazen de ışıkla karşılaştığında kulaklarını, yüksek bir ses duyduğu zaman gözlerini kapama gibi ters tepkiler gözlenebilir.
- Ayrıca Sıcağa, Soğuğa, Karşı Tepkileri:Bu tepkiler, bazı çocuklarda acıyı, sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya çıkarken, bazıları ise soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battığı zaman çığlıklar atma şeklinde görülebilir.
- Dokunulmaya Karşı Tepkileri:Herhangi bir kimse tarafından dokunulmak, kucağa alınmak istendiği zaman. o kimseyi itmek, ondan kaçmak yaygın olarak gözlenen tepkilerdir.
Otistik çocuklar,çevrelerindeki duyusal uyarılara çok farklı tepkiler vermelerine karşın, yeni bir nesneyi tanımada genellikle koklama, dokunma duyularını kullanırlar. Gördükleri yeni bir nesneye dokunur, parmaklarını üzerinde gezdirir, koklar, zaman zamanda ağızlarına sokar veya yalarlar. Bu bir çeşit dünyayı tanıma yolu olarak kabul edilebilir.
Bu dönemde de beslenme ve uyku problemleri yoğun bir şekilde gözlenmektedir. Beslenme ile ilgili olarak, katı yiyecekleri reddettikleri, bazılarının sürekli püre edilmiş yiyecekler yedikleri, bu yüzden de çiğneme kaslarını kontrol etmekte güçlük çektikleri görülür. Aileler, çocuklarının garip yeme alışkanlıklarının olduğunu, yiyecek seçimi yaptıklarını sıklıkla anlatırlar. Belli bir süre hep aynı yiyeceği isteme, diğer yiyecekleri reddetme, sık sık tercih edilen yiyeceğin değişmesi de gözlenen özelliklerdendir.
- Konuşma Özellikleri:
Otistik çocukların konuşma özellikleri, dil gelişimleri,yaşıtları olan normal çocuklardan farklı tablo çizmektedir. Konuşmaya başlama çok farklı yaşlarda gerçekleşir; ancak genellikle ilk kelimelerini 5 yaş civarında söylerler (Wing, 1983). Bazı otistik çocukların konuşmaya normal yaşıtlarıyla aynı zamanda başladıkları, ancak daha sonra bildikleri kelimeleri kullanmadıkları gözlenmiştir.
Beş yaş sonrasında, çocuk yeni kelimeler öğrenir, isteklerini kelimelerle ifade etmeye başlar, hatta bir iki kelimelik cümleler kurabilir. Bununla birlikte, konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanmadıkları gözlenmektedir.
Otistik çocukların ilk yaşlardaki konuşma gelişimlerine ait bilgiler genellikle anne-babalardan öğrendiklerimizle sınırlıdır. Anne-babalar, çocuklarının konuşmaya karşı ilgisizliklerini vurgulamışlar, çok çalışmalarına rağmen çocuklarının konuşmak için hiç bir istek göstermediklerini sıklıkla belirtmişlerdir.