Otizm Temel Becerilerin Öğretimi
Anne-babalar, normal özellikteki çocuklarına günlük becerileri ve sosyal ilişkileri kolaylıkla kazandırabilirler; oysa otistik özellikteki çocuklarına aynı becerileri nasıl kazandırabilecekleri konusunda bilgiye, rehberliğe ihtiyaçları vardır. Bu bölümün amacıda, anne-babalara çocukların eğitimleri konusunda rehberlik etmektir. Normal bebekler , bir beceriyi öğrenirken öncelikle annelerinin ses tonunu, baş ve yüz hareketlerini değerlendirerek, yetişkinlerin onayladığı ve onaylamadığı davranışları anlayabilirler. Daha […]
Anne-babalar, normal özellikteki çocuklarına günlük becerileri ve sosyal ilişkileri kolaylıkla kazandırabilirler; oysa otistik özellikteki çocuklarına aynı becerileri nasıl kazandırabilecekleri konusunda bilgiye, rehberliğe ihtiyaçları vardır. Bu bölümün amacıda, anne-babalara çocukların eğitimleri konusunda rehberlik etmektir.
Normal bebekler , bir beceriyi öğrenirken öncelikle annelerinin ses tonunu, baş ve yüz hareketlerini değerlendirerek, yetişkinlerin onayladığı ve onaylamadığı davranışları anlayabilirler. Daha sonraki yaşlarda söylenen kelimeleri anlar, yeni becerileri bu kelimeler yardımıyla öğrenirler Çocukların öğrenmesinde diğer önemli bir yolda, çocuğun yetişkini taklit etmesidir.
Otistik özellikteki çocuklar, öğrenmede bu üç yoldan da ancak sınırlı olarak yararlanabilirler. Ayrıca, yoğun davranış problemleri yeni beceriler kazanmalarını engellemektedir. Bu nedenlerle birçok kişi, otistik çocukların bir takım becerileri öğrenemeyeceklerini düşünür. Oysa, otistik çocuklarda, uygun eğitim ortamı ve çocuğun özellikleri göz önüne alınarak hazırlanan programlar sayesinde birçok beceriyi öğrenebilirler. Eğitime başlarken, anne-babaların, öğretmenlerin göz önünde tutmaları gereken bazı temel noktalar vardır.
Başlangıç olarak, otistik çocukla çalışırken, çocuğun problem davranışları azaltılmaya çalışılmalı, olumlu davranışları ise cesaretlendirilmeli, geliştirilmelidir.
Çocuğa öğretilecek yeni beceriler, bir bütün olarak değil, küçük parçalara, aşamalara bölerek öğretmeli, bu arada mümkün olduğu kadar çocuğun başarısız olmasından kaçınılmalıdır. Bunun en iyi yolu, bir beceriyi, örneğin el yıkama becerisini, “musluğu açmak, elini ıslatmak, sabunu almak” gibi basamaklara ayırarak öğretmeye çalışmaktır. Çocuk en son ve en kolay aşamadan başlayarak öğrenecek, başarılı oldukça bir üst basamağa geçecektir. Böylece çocuğun başarısız olması da önlenmiş olacaktır.
Çocuğa her yeni becerinin kazandırılması sırasında, başarılı olmasını sağlamak için yardım edilmelidir. Önce yardım, beceriyi tamamen yaptırmak şeklinde olmalı, daha sonra bu doğrudan yardım yavaş yavaş azaltılmalıdır. El yıkama becerisini öğretirken, anne veya baba, başlangıçta, çocuğun arkasında durup, ellerini çocuğun ellerinin üzerine koyarak yardım eder. Burada yapılan yardım, elleri birlikte yıkamak şeklindedir. Daha sonra yardım, çocuğun bileğinden tutma, kolundan tutma şeklinde azaltılır.
Önemle üzerinde durmamız gereken bir nokta da, çocuğun özelliklerini çok iyi tanımaktır. Onun kendine özgü öğrenme problemleri, yeterlilik ve yetersizliklerini iyi tanımak çalışmalarda başarılı olabilmek için vazgeçilmez bir ön koşuldur.
Çalışmalar süresince, çocuğun öğrenme işlemini çabuklaştırmak, başarısını arttırmak için ödüller kullanılmalıdır. Onun için ödül, doğru yaptığı işin karşılığıdır. Ödüller, sevilen bir yiyecek, hoşa giden bir oyun veya oyuncak, herhangi bir davranış gibi çocuğun hoşlandığı şeyler olabilir. Çocukla çalışırken daima neler, hangi yiyecekler, hangi etkinlikler ödül olarak kullanılabileceği belirlenmelidir. Yeni becerileri öğretmeye çalışırken en büyük yardımcı iyi seçilmiş ödüller olacaktır. Özellikle yiyecek kullanmak (çocuk yemeği seviyorsa ve her hangi bir yeme problemi yoksa) yeni becerilerin öğretilmesinde en çabuk ve en kısa yoldur. Çocuk beceriyi öğrendikçe diğer tür ödüller (kitap okumak, parka gitmek, sarılmak, kucaklamak vb) kullanılabilir. Ancak, çocuğun sevdiği bir yiyecek ödül olarak kullanılıyorsa, onu çok küçük parçalara bölmek ve zaman zaman da farklı yiyecekler kullanmakta unutulmamalıdır.
Otistik özellikteki çocukların normal yaşıtlarından farklı olduğunu ve öğrenme hızlarının onlara kıyasla yavaş kaldığını baştan kabul etmek gerekmektedir. Çocukla çalışırken, aradan uzun zaman geçse bile onun becerilerinde çok az veya hiç ilerleme olmadığı gözlenebilir. Bu hiç bir zaman cesaret kırıcı olmamalıdır. Çünkü hiç öğrenmemiş görünse bile bir süre sonra çocuğun yeni bir beceri kazanmış olduğu fark edilebilir. (Wing, 1981).
Çocukla çalışırken göz önünde tutulması gereken noktaları özetledikten sonra, şimdi çalışmalara nereden ve nasıl başlanacağını düşünelim.
- Öğrenmeye Hazırlık Becerileri:
Her çocuğun yeni becerileri öğrenmesi için bazı temel becerileri öğrenmesi gerekmektedir. Biz bu temel becerilere “Öğrenmeye Hazırlık Becerileri” diyoruz. Bunlar:
-“Göz Kontağı Kurma”
-“Oturma”
-“Gel”, “Otur”
-Basit emirlere uyma olarak sıralanabilir. Çocukla çalışmaya başlarken onun bu becerileri kazanıp kazanmadığı kontrol edilmeli, eğer kazanmamışsa bu becerileri kazandırmak ana hedefimiz olmalıdır.
“Göz Kontağı Kurma”, çocuğa her “bana bak” dendiğinde çocuğun yetişkinin gözüne bakma becerisidir. Eğer çocuk hiç göz kontağı kurmuyorsa-bir rastlantı sonucu da olsa-bize baktığı her zaman onu ödüllendirerek işe başlayabiliriz. Daha sonra çocuğun bize bakmasını istediğimiz zaman, çenesini tutarak, yüzünü kendimize çevirerek göz kontağını kurmasını sağlayabiliriz. Çocuk bu beceriyi çevresindeki diğer kişilerle yineleyene ve artık herhangi bir kimseyle kendiliğinden göz kontağı kurmaya başlayana kadar, çalışmalarımıza devam etmemiz gerekmektedir.
“Oturma”, çocuktan oturması istendiği zaman, onun birkaç saniye bile olsa, sandalyede ellerini dizlerinin üstüne koyarak oturma becerisidir. Çocuğa “otur” dediğimiz zaman, hiçbir tepki vermiyorsa, kollarından tutarak onun sandalyeye oturmasını sağlamalı ve sonrada ödüllendirmeliyiz. Kollarından tutma şeklinde yapacağımız yardımı, yavaş yavaş azaltmalıyız. Çocuk belli bir süre masa başında oturmayı öğrendiği zaman, hem yeni beceriler öğrenmesi kolay olacak, hem de masa başında ailece yapılan birçok etkinliği paylaşabilecektir.
Öğrenmeye hazırlık becerilerinin üçüncüsü de, basit emirlere uyma becerisidir. Çocuğa “Gel” emrini verdiğimizde hiçbir tepki göstermiyorsa, ona yardım ederek elinden tutmalı, istediğimiz yere getirerek ödüllendirmeliyiz. Bir süre sonra çağrımıza uyması için elimizle “gel” işareti yapmamız yetecektir.
Çocuğu ismi ile çağırdığımız zaman, bizimle birlikte masa başında oturuyor ve istediğimiz zaman bizimle göz kontağı kuruyorsa, artık yeni birçok beceriyi kazanmak için hazır durumda demektir.
- Özbakım Becerileri
“Temel Özbakım Becerileri” başlığı altında topladığımız bu beceriler, bardaktan su içme, el yıkama-kurulama, çatal-kaşık kullanma, giyinme-soyunma, dişlerini fırçalama ve saç tarama gibi günlük yaşamda en gerekli olan becerileri içerir. Ne var ki, normal yaşıtlarının kolaylıkla öğrendikleri bu becerileri kazanmak için otistik çocukların yardıma gereksinimleri olabilir.
Bu becerileri öğretirken, çocuğa onları nasıl yapacağını anlatmamız ya da yaparak göstermemiz yetmeyecektir. En iyi yöntem, becerilerin nasıl yapılacağını hissettirmektir. Çocuğun kollarını, ellerini veya parmaklarını tutarak başarmasını istediğimiz beceriyi yaptırırsak, bir süre sonra, kendisinden ne yapmasını istediğimizi anlayacaktır.
Özbakım becerilerini öğretirken, her bir beceriyi kolaydan zora giden basamaklara, aşamalara ayırarak öğretmemiz gerekmektedir. Her beceri için en iyi yöntem, en kolay olan en son olan aşamayla başlamak, sondan başa doğru ilerlemektir. Ayrıca bu beceriler kendi aralarında kolaydan zora doğru sıralanmalı, en kolayından başlanarak zora doğru öğretilmelidir. Örneğin yemek yemek ile ilgili beceriler,
-“Bardaktan su içmek”,
-“El yıkamak”,
-“Kaşıkla yemek”,
-“Çatalla yemek”,
-“Bıçak kullanmak” şeklinde sıralarsak, başlangıç olarak “bardaktan su içmek” becerisini öğrenmek gerekmektedir.
Ayrıca, Özbakım becerilerini tamamen öğrenmiş bile olsa, kazandığı becerileri her zaman kullanması için çocuğu cesaretlendirmeli, desteklemeliyiz.
- Tuvalet Eğitimi
Bazı otistik çocuklar, normal yaşantılarıyla aynı zamanda tuvalet eğitimini kazanırlar. Bazıları ise, tuvalet eğitimini uzun süre tamamlayamazlar. Normal çocuklara uygulanan tuvalet eğitimini, biraz daha fazla sabır ve ısrarla, otistik özellik gösteren çocuklara uygulayabiliriz.
Tuvalet eğitiminin tamamlanması çok uzun zaman alabilir; bu cesaretimizi kırmamalıdır. Burada en önemli nokta, çocuk altına kaçırdığı zaman hemen altını değiştirmek, düzenli olarak tuvalete götürmektir. Böylece ıslak durmaya alışması önlenerek, ıslak olduğu zaman rahatsız olması sağlanmaya çalışılmalıdır.
Çocuğu tuvalete götürmek, tuvalete oturtmak, korkuyorsa sarılmak, kucaklamak, ödüllendirmek, tuvalet eğitiminin temel noktalarıdır. Eğer altını kirletmişse izleyeceğimiz yol, hiç tepki göstermeden giysisini değiştirmek olmalıdır.
- Konuşma Eğitimi
Otistik çocuklara konuşma, çevresindekileri taklit ederek öğrenen normal çocuklardan biraz daha farklı yöntemlerle öğretilmelidir. Çocuk hiç konuşmuyorsa, başlangıçta taklit etme becerisine dayalı program hazırlanmalıdır.
Çocuğa taklit edilmesi kolay olan, yardım ederek yaptırabileceğimiz bazı motor hareketlerini (elini kaldırma, el çırpma gibi) taklit etmeyi öğretmek, çalışmanın ilk aşamasıdır. Seçtiğimiz ilk hareketi, çocuk hiç taklit etmiyorsa, elinden tutarak yaptırmamız, yaptığı için onu ödüllendirmemiz gerekmektedir. Hareketi yapmaya başladığı zaman yardımımızı giderek azaltmalıyız. Bu hareketi çocuk hiç yardımsız edebildiği zaman, ikinci harekete geçebiliriz. Elini kaldırmak, el çırpmak gibi hareketleri taklit edebilen bir çocuğun, önce parmaklarını oynatmak, yumruk yapmak gibi hareketleri, daha sonraki aşamalarda da yetişkinlerin ağız hareketlerini ve söyledikleri kelimeleri taklit etmesi beklentimizdir.
Otistik özellikteki çocukların konuşma becerilerini geliştirmek için sesleri, kelimeleri, zaman zaman da cümleleri taklit ettirmek uygun bir yoldur. Bunun için çalışmalarımızı iki grupta toplayabiliriz. 1. Çocuğun kelime hazinesini geliştirmek için öncelikle kelimeleri taklit ettirmeliyiz. Bu kelimeler:
- Özel isimler (kedi adı, anne-baba adı, yaşadığı şehir vs.)
- Çevresinde gördüğü nesnelerin isimleri (çatal, kaşık gibi mutfak eşyaları, hayvanların, taşıtların isimleri vs.)
- Fiiller (uyumak, koşmak, yürümek vs.)
- Sıfatlar (güzel, çirkin iyi, kötü vs.)
- Çocuğun konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanabilmesini sağlamak için sorulan soruları anlamak ve cevap verme becerisini geliştirebilmek.
- “Ne”, “Kim”, “Ne yapıyor” soruları
- “Nerede” sorusu ve “içinde”, “altında”, üstünde” gibi cevaplar
- “Niçin”, “Neden” sorusu ve “Çünkü…” ile başlayan cevaplar çalışmalarımızın temelini oluşturabilir.
Ayrıca, çocuğun kelimeleri cümle içinde doğru sıralayarak kullanması da çalışmalarımızın bir başka boyutu olabilir.